Ne Yapmalı Nasıl Yapmalı?

Okuma Süresi: 3 dk.

Hareketli günler yaşanıyor.

Herkeste bir şeyler yapabilme arzusu depreşmiş sanki.

El yordamı ile bir şeyler yapmak isteyenler var bir de ne yapılması gerektiğini bilenler.

Herkes bulunduğu yerden bakıyor.

Bulunduğu yerin ihtiyacını görüyor ve dillendiriyor.

Bu nedenle hep yarım, hep eksik çözümler.

Bir hareket bir değişim arzusu başladı mı her alanda yansımaları oluyor.

Kimse değişimin dışında kalamıyor.

Ya değişime katkı sunuyor ya değişimin önündeki engel oluyor.

Tüm bu karmaşa içinde “geçek” ,”gitçek” değişimin sloganı oluyor.

Herkes bir rahat bi rahat ki sorma gitsin. Ne de olsa “geççek”ve “gitçek”

Oysa her alanda kafaların değişmesi gerek.

Eski yöntemlerle,eski söylemlerle,değişim hızlanmıyor sonuca ulaşmıyor ne yazık ki..

Mesela emeklilerde değişim olacak mı?

14 milyona varan emekli örgütsüz, edilgen, saman alevi misali etkisiz.

Dernekleri var mı? Yok mu belli değil. Tabelaya bakarsan var.

Sendikaları var mı? Var. Kapatma davaları ile boğuşuyor. Bazıları kapandı. Bazılarının kapanması an meselesi.

Sendikalar güçsüz ve etkisiz.

Sendikalar emeklinin gücünün farkında değil.

Sendikalar ideolojik partilerin oyun alanı.

Emekli sendikaları bölünüyor yeni sendikalar kuruluyor ya da kurulmaya çalışıyor. ama eski söylemle ama eski yöntemle, ama eski arkadaşlarla.

Herkes kendi siyasi partisinin çıkarına, az da olsa koltuk sevdalıları da var sendika ve derneklerde etkin olmak istiyorlar.

Oysa aynı derede iki kez yıkanılmaz.

90 lı yıllar da KESK 400 bin sayısına ulaşmıştı. Siyami Erdem’in başkanlıktan alınma gerekçesi: “Sendikal temsiliyeti başarılı ama siyasi parti temsili yeti yetersizdi. Onun için yerine Sami Evren’i seçtik.”

İşte bu karar KESK’teki erimenin, bölünmenin, inandırıcılığın kaybolmasının en önemli nedenlerinden birisidir. Partinin önceliği sendikanın önceliğinden önde görülmüştür.

Bugün emekliler derneklerden, var olan sendikalardan umudunu keşmiştir. Patinaj yapmaktadır.
Büyük çoğunluğu örgütleme,büyük çoğunluğa ulaşma yerine var olan sendikalardan üye çalmaya yönelmekteler. Bu durum “benim oğlum bina okur döner döner yine okur” ya da “sen ben bizim oğlan” sendikacılığı olarak tarihe geçecek bir dönem.

Sıyasal iktidar kapitalizmin taleplerini rahat gerçekleştirebilmek için örgütsüz bu gücü daha da örgütsüz bırakma adına var olan sendikaları da kapatma yoluna gitmektedir.

Hepsi tek tek kapatılırken asgari müştereklerde bir araya gelmeyi ve sıyasal iktidara hiçbir emekli sendikasını kapatamazsın demeyi beceremiyorlar. Oysa ne güzel slogan atıyorlar “kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz”

Sendikaların ve derneklerin umut verememesi nedeniyle örgütsüz kesim bireysel arayışlara yönelmişlerdir.

İnternet grupları oluşturmuşlar bu gruplarda emekli sorunlarını el yordamı ile kamuoyu ile paylaşma,sesini duyurma telaşına düşmüşlerdir.

“Emekliyiz insanca yaşamak istiyoruz” diyorlar.

O alanda da bir çok platform,grup, dayanışma ağı var.

Sendikaların ve derneklerin yapamadığını yapmışlar bir araya gelme, birlikte istemlerini ortaklaştırma, güç olma, emeklinin sesini duyurma çabasına girmişler.

“Tüm Emekliler Eşgüdüm Kurulu”nu oluşturmuşlar.

13 platform, grup ve ağ bir araya gelmiş birlikte bir şeyler yapabilme çabası içine girmişlerdir.

Sadece kendilerinin bir araya gelmelerinin yeterli olmayacağını düşündüklerinden var olan dernek ve sendikalara çağrıda bulunmuşlar.

“Gelin ortak bir metinin altına imza atarak,emekliler hep birlikte bir şey yapalım” demişler.

Sendikalarla yapılan görüşmelerde; şu sendika varsa biz yokuz diyen mi ararsın, gelin bize katılın sosyal medyada bu işler olmaz diyen mi?

Dernekler bir bahane,bir bahane sorma gitsin. “hükümet kurulu düzenimizi -rahatımızı demek istiyor -bozar kızdırmayalım,”

Sonuç 9 sendikadan ikisi, 6 dernekten birisi imza koyuyor metnin altına.

Bu birlikte davranma çabasına destek verenlere teşekkür ediyoruz.

Diğerleri mi? Biz birlikten yanayız diyorlar kamuoyuna ama birliği engellemek için her türlü davranışı, tutumu alıyorlar.

Ne yapmak gerek; ön koşulsuz birlikte davranma çağrısını yinelemek gerek, hiçbir dernek ya da sendikaya üye olmamışları örgütleyecek bir bakış açısı geliştirmek gerek, yeni sendika diyenler; en az yüz bin kuruculu bir sendika, milyon üyeli bir sendika hedeflenmeli ve gereği yapılmalıdır.

100-200 kuruculu bir sendika var olanlara bir tane daha eklenmekten öteye gidemez.
Ve en önemlisi emeklilerin ortak mücadelesini örme konusunda SAMİMİ olmak gerek.

1 Comment

  1. Ekine kalemine sağlık Sn Tutoğlu. Emeklilerin sorunları ve örgütlenme gerçeğini çok çarpıcı biçimde ortaya koymuşsun. Bütün bu söylediklerini hep birlikte yaşayarak gördük. Umarım emeklilerin hak ettiği gelişmeleri gerçekleyecek geniş katılımı bir üst kuruluşun ( TEEK) çatısı altında tümü diyemiyorum ama en az çeyreği gelir toplanır ve yeri göğü inletirler.

Yanıtla

Your email address will not be published.