Bir zamanlar şehrin kalabalık caddelerinde, sıcak asfaltın üzerinde bir kedi yaşardı. Adı “Pamuk”tu. Pamuk, beyaz tüyleriyle güneşte parlayan bir melek gibiydi. Ancak hayatı pek de melekvari değildi.
Her gün aynı rutini yaşardı. Sabahları aç karnına sokakları dolaşır, çöpleri karıştırır ve bir avuç yiyecek bulmaya çalışırdı. İnsanlar ona pek fazla ilgi göstermezdi. Kimi zaman taş atar, kimi zaman kaçırırdı. Ama Pamuk yine de umudunu yitirmezdi.
Bir gün, sıcak bir yaz günü, Pamuk parkın içinde ki ağaç gölgesinde dinlenirken bir çocuk gelip yanına oturdu. Çocuğun adı Müjgan’dı. Pamuk, Müjgan’in gözlerindeki merhameti gördü. Müjgan, yanında getirdiği sandviçi paylaştı. Pamuk, ilk defa bu kadar sevgiyle beslendiğini hissetti.
Müjgan, her gün parka gelip Pamuk’la vakit geçirmeye başladı. Pamuk, onun en iyi dostuydu artık. Müjgan, ona su getirir, karnını doyururdu. Pamuk da ona sevgisiyle karşılık verirdi. İkisi de yalnız değildi artık.
Bir gün Müjgan, Pamuk’u kucağına alıp veterinere götürdü. Pamuk’un sağlığına kavuşması için gerekli tedaviler yapıldı. Artık Pamuk, Müjgan’in evinde yaşıyordu. Onun için bir yastık hazırladı, onunla oyunlar oynadı. Pamuk, Müjgan’in sevgisi sayesinde yeniden doğmuş gibiydi.
Ve böylece, sıcak bir yaz gününde başlayan bu dostluk, Pamuk ve Müjgan’in hayatını sonsuza dek değiştirdi. Pamuk artık sokaklarda değil, sevgi dolu bir evde yaşıyordu. Müjgan ise en iyi arkadaşıyla mutlu bir şekilde vakit geçiriyordu.
Bu hikaye, sokak hayvanlarının sevgiye ve sahiplenilmeye ne kadar ihtiyacı olduğunu anlatıyor. Umarım siz de bir gün bir sokak hayvanına yardım eli uzatırsınız. Ne kadar çok Müjgan’a ihtiyaç var bu ülkede. Haydi sokak hayvanlarını sahiplenelim. #YasayıGeriÇek