Hakkımı Helal Etmiyorum

Okuma Süresi: 2 dk.

Peşinen söylüyorum; kanla yazılan Cumhuriyet ve Demokrasi tarihimize kara bir leke konduran YSK başkan ve üyeleri üzerinde ki tüm haklarımı helal etmiyorum.

Yüksek yargıyı temsil ettiği söylenen ve öyle de olması gereken bir kurumun başına yaşı 64 olan bir yüksek yargı üyesini getireceksiniz, altını da aynı şekilde yargı üyeleriyle dolduracaksınız, başkan ve üyeler; ne yaşlarına, ne aldıkları eğitime, ne meslek ahlakına, ne adalet anlayışına, ne meslektaşlarının gururla mesleklerini icra etmelerine, ne de adalete susamış topluma can suyu vermeye yetecek onurlu duruşu sergileyemeyecek.

Sonra birileri çıkıp adalete güvenin diyecek. Bizim adaletle bir sorunumuz yok, sorunumuz; adaletin arkasına sığınıp, adalet gömleğini giyip, adaleti sadece ve sadece kendi menfaatleri için kullananlarla ve onların şakşakçıları, koltuk meraklıları, yalaka tayfasıyla, adaleti amaca giden yolda araç olarak kullananlarla.

Sandık kurullarına banka görevlileri, özel okul personelinin görevlendirilmesini suç gibi göstereceksin, bu banka ve okullara kaçak okul, çalışanlarına da kaçak işçi muamelesi yaptığını fark etmeyeceksin ama devleti en iyi şekilde yönetme iddiasında olacaksın. Hiçbir gelişmiş ülkeden bu laflara taraftar bulunmaz ama benim güzel ülkemde maalesef küçük menfaatleri için ülkenin büyük menfaatlerini hiçe sayan azımsanamayacak oranda bir kitlenin bulunması en hafif ifadeyle çok üzücü.  

Suç var diyeceksin, verdiğin kararı devleti yönetenler alkışlayacak ama aynaya bakıp, ya kardeşim bu seçimlerin güvenle yapılması benim görevim, demek ki ben de görevimi yapmamışım, istifa etmem gerek diye düşünmeyi aklına dahi getirmeyecek, İçişleri, Adalet Bakanıyım diye ortalıkta dolaşıp, makamları millete değil birilerine hizmet için kullanacak, sonra benden devleti yönetmesi için kendisine oy vermemi bekleyecek, daha çoook beklersiniz çoook…

Aynı zarfa dört farklı tercihini koyan seçmene, sadece birinde hile yaptın diyen birilerine yüksek yargı olarak hak vereceksin. Kanunu kitabı bıraktın be arkadaş aklı, vicdanı, kul hakkını da mı düşünmeden bu kararın altına imzanı attın demeyecek mi bu millet.

Ayrıca bu karara imza atanların; 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve SeçmenKütükleri Hakkında Kanununda belirtilen aşağıdaki andı içtiklerini düşünebiliyor musunuz…

And içme:

   Madde 27 – Yüksek Seçim Kurulu, il ve ilçe seçim kurulları başkan, asıl ve yedek üyeleri, görevlerine başlamadan önce, kurul önünde birer birer şöyle and içerler:

   (Hiçbir tesir altında kalmaksızın, hiç kimseden korkmadan, seçim sonuçlarının tam ve doğru olarak belirmesi için görevimi kanuna göre, dosdoğru yapacağıma namusum, vicdanım ve bütün mukaddesatım üzerine and içerim.)

Namus, vicdan, mukaddesat bunların için ne anlam ifade ediyor çok merak ediyorum, hepsinin ederi bir koltuksa eğer yazık çok yazık…

Kanuni Balı Bey’e öğüdünde:

Her iyiliğin kaynağı adalettir. Adil olmayanın elinden çıkan iş, kötü iştir. Peygamberimiz: ”Bir günün adaleti, yetmiş yıllık ibadetten üstündür” buyururlar.

Ecdada bak ecdadı, peygamberi dilinden düşürmeyenlerin yaptığına bak, sonra nereye koyarsan koy.

Helallik mi… Yok kardeşim yok… Ne bu dünyada ne de sorgu sual gününde,

HAKKIMI HELAL ETMİYORUM…

Yanıtla

Your email address will not be published.