CHP’de delege seçimleri başlıyor.
Tarihsel öneme sahip bir döneme girdik olmak ya da olmamak kadar keskin viraj var önümüzde.
Cumhuriyet değerleri ve parlamenter sistem tehlike altında.
2019 ve öncesinde üç seçim var.
Aslında tek seçim parlamenter demokrasi ya da kapitalizme eklemlenmiş diktatoryal İslami tek adam rejimi.
Bu süreçte herkese iş düşüyor ama başta cumhuriyetin son kalesi CHP’ye ve CHPlilere büyük iş düşüyor.
CHP il ve İlçe örgütleri inanmak ve inandırmak zorundadır.
İktidar olmaya inanmak ve inandırmak zorundadır.
İnanılırsa ve inandırılırsa örgütün gücü ve kuvvetinin AKP ile yerli ve yabancı işbirlikçilerinden kurtulmaya yeteceğinin bilincinde olmalıdır.
Kadrolarımız da, bilgi birikimimiz de, siyasi deneyimimiz ve devlet kuran şanlı geçmişimiz de buna yeterlidir.
Sadece uygun kadroları işbaşına getirme sorumluluğumuz vardır.
Bu seçimi kazanmak CHP nin izleyeceği yol ve yöntemle mümkün olacaktır.
Kaybedilirse de sorumluluk CHP üst yönetiminde ve kadrolarında olacaktır.
Genel başkan 420 km yol yürüdü. Tarihsel bir karşı duruş gösterdi.
Peki örgütler bu büyük eylemin başarısını kutlayabildi mi ? Hayır.
Genel Başkan iktidara kendi gündemini kabul ettirirken örgütler halkla bu kutlu yürüyüşün sevincini paylaşabildi mi? Hayır.
Ne yazık ki genel başkanın hızına yetişemeyen bir örgüt yapısı var değişmesi gereken.
Kısacası örgütün örgütlenmesi gerekmektedir.
Örgütün ihtiyacı olan kadrolar işbaşına getirilmelidir.
“İş”e göre adam anlayışı geliştirilmelidir. “İŞ”imiz AKP den kurtulmak ve iktidar olmaktır.
Sabahtan akşama parti binalarında oturan, gelen gidenle sohbet eden, zaman dolduran akşam eve gidince de ben bugün parti görevimi yaptım diye düşünen yöneticiler yerine, irade koyan, yerelde ve genelde belirleyici olan, hangi hamleyi yaparsam yerelde daha fazla oy alabilirim ve iktidar olabiliri mi düşünen ve bunun gereklerini yapan/yapacak olan kadroları yönetimlere taşımak zorundayız.
Biz haklıyız kazanacağız. Biz güçlüyüz başaracağız diyebilen inanmış kadroları bulup çıkarmalıyız.
Zaman ayırabilecek, emek sarf edebilecek , örgütü üyelerle birlikte yönetebilecek, bürolar, ofisler yerine örgüt binalarından örgütü yönetebilecek irade koyabilecek kadrolara ihtiyacımız var.
Tüzük gereklerini uygulayacak, herkesi sürecin içine katacak, herkesin gücünden yararlanabilecek egosunun esiri olmayan kadrolara ihtiyacımız var.
Çalışmak, üretmek isteyenlerin önünü açacak , ödüllendirecek çalışmalara engel olan partiyi geçim kapısı olarak gören asalaklardan temizleyecek kadrolara ihtiyacımız var.
Aman birilerini karşıma almayayım değil, yanlışa yanlış diyebilecek doğru ve haklının tarafında dik durabilecek , gündemin peşinden sürüklenen değil gündem belirleyebilen kadroları iş başına getirmeliyiz.
Üyeleri aktif hale getirecek, Üyelerin üyelik gereklerini( aidat ödeme, oy verme, parti etkinliklerine katılma ve parti programına uyma) yerine getirmelerini sağlayacak kadrolara ihtiyacımız var.
Somut çalışma programı ortaya koyabilecek, ortaya koyduğu programı titizlikle uygulayabilecek kadrolara ihtiyacımız var.
Umut ekecek, umut ve güven verecek kadrolar iş başına gelmeli/ getirilmelidir.
Öncelik inanmış kadrolarda olmalı.
İnanmayanlar inandıramazlar.