Öğretmen Okulları, Öğretmen liseleri derneğinin kuruluşu benim fikrimdi. İlk kez 10 Kasım 2018 yılında Ankara- Anıtkabir buluşmasından sonra arkadaşlarla Başkent Öğretmenevi’nde sohbet ederken dillendirmiştim. Kuruluşunu düşünmemdeki sebep de “Köy Enstitülülerin” her geçen gün yaşamdan kopmaları, ama biz öğretmen okulu mezunlarından da hiç bahsedilmemesi bende bu fikrin oluşmasına neden oldu. Bu konu üzerinde orada bulunanlarla biraz konuştuk. Sonra bunu yaşama geçirecek zamanım yok diyerek konuyu kapattık. Aradan üç yıl geçti. O gün aramızda olan bir tanıdık konuyu yeniden gündeme taşıdı. Konu yeniden canlandı. O tanıdık bu konuda harekete geçmek için yardım isteyince de farklı okul mezunlarının isimlerini ve telefon numaralarını vererek destek çıktım. Aradan biraz zaman geçtikten sonra da isim ve telefon numarası desteklerim devam etti. Sonunda kuruluş gerçekleşti.
Sloganımız “Cumhuriyete borcumuz var” idi. Öğretmen marşımızdaki gibi “alnımızda bilgilerden bir çelenk” ile, gücümüz ve yaşımız ne olursa olsun vatanımızın hizmetinde olduğumuzu ortaya koymak için yola koyulduk. Yaşadığımız sürece, soluk aldığımız sürece vatanın hizmetindeyiz. Vatanın hizmetinde olacağız. Öyle ki okulumuzun duvarında asılı “sorumluluk duygusu ölümden ağırdır” yazısı sadece duvarda asılı kalmamış, adeta beynimize çakılmıştı. İlk proje arkadaşlardan geldi. Ankara-Yenimahalle Belediyesinin bize tahsis ettiği yerde yetişkin ağaçlardan oluşan 1200 fidanlık Başöğretmen Anı Parkı kurduk. Arkadaşların katkıları devam ettikçe de 20 bin fidanlık 27 dönüm arazi üzerine Başöğretmen Atatürk Anı Ormanı oluşturduk. Son fidanlarımızı 15 Mart günü diktik. Katılımcı arkadaşlarla büyük bir sevinç yaşadık. Hepimiz sanki çocukluk çağlarımıza geri dönmüştük.
Bizlere bu ruhu öğretmen okulları kazandırmıştı. Yaşlarımızın ilerlemesine karşın, kendimizi halen 17’li çağlarda sayıyor, koşuşturuyorduk.
Öğretmen okulları ilk kez 16 Mart 1848 yılında Dar’ül Muallimin adıyla erkek öğretmen okulu olarak kuruldu. Daha sonra da 1870 yılında Dar’ül Muallimat adıyla da kız öğretmen okulları açıldı. Öğretmen okullarının 1973 yılında toplam sayıları 89’a ulaşmıştı. Bu yıl da kuruluşunun 174. Yılını kutladık.
Ne acıdır ki, “her başarının cezalandırıldığı” ülkemizde 1739 sayılı yasa ile 1973 yılında kapatılmış olan öğretmen okullarının kuruluş yıldönümünü kutladık. Daha sonra Öğretmen liseleri ve Anadolu öğretmen liseleri adıyla devam etse de 2014 yılında tamamen kapatıldılar. Ülkemizin gelişimini engellemek isteyenler hep eğitimin kalitesini düşürerek, sonuca ulaşmaya çalışmışlardır.
Bunun için ilk olarak Köy enstitüleri kapatıldı. Zaman içerisinde de 20- 40 gün içinde yetiştirilen öğretmenleri de gördük.
Günümüz okullarının durumu da ortada. Uluslararası standartların ne kadar gerisine düştüğümüzü medyadan izliyoruz. Bizler demokrasiyi okulda öğrenci örgütü seçimleriyle öğrendik.
Seçimler süresince adaylar kendilerini tanıtmak için çabalar, sonra da seçimler yapılırdı. Öğrenciler de hür iradesiyle tercihlerini yaparlar, örgüt başkanını seçerlerdi.
Öğretmenler köyün ileri geleni konumundaki olgunlukta yetiştirilir, gittikleri ortamda liderlik konumunu devam ettirirlerdi.
Daha sonraları siyasilerin elinde oyuncak olmaya başlayan öğretmenlik, gittikçe değer kaybetti. Hiç bir şey olamazsa “bari öğretmen olsun” konumuna getirildi.
Oysa öğretmenlik sıradan bir meslek değildir. 100 yılı düşünen, programlayanlar öncelikle ve özellikle kaliteli, donanımlı öğretmen yetiştirmeli. Günümüzde sevmediği halde, sadece maaş garantisi olması nedeniyle öğretmen olmak isteyenlerin olduğunu hepimiz biliyoruz. Biliyoruz ki öğretmenin verimi düştükçe öğrencilerin başarısı da düşer.
İktidarların elinde oyuncak olan eğitim, her geçen gün daha da yozlaştırılmakta, kalitesi daha da düşürülmektedir.
Bu nedenle eğitim sistemi yeniden gözden geçirilmeli, öğretmen yetiştirme sistemi de çağın gereklerine ayak uydurmalı. Her önüne gelenin de öğretmen olarak atanmasının yapılmasının önüne geçilmelidir.
Toplumdaki saygın yerini alması için öğretmenlik konusu yeniden programlanmalı.
Kaliteli ve yeterli donanımlı öğrencilerin öğretmen olabilmesine imkan verilmeli.
Öğretmenler siyasilerin seçim propagandasına malzeme olmamalı. 2018 Haziranında “verdik” denilen 3600 ek gösterge yıl 2022 olduğu halde halen havada durmakta, cambaza bak dercesine öğretmen oyalanmaktadır.
Fakir Baykurt’un dediği gibi “öğretmen yalvarmaz, öğretmen boyun eğmez, öğretmen el açmaz, Öğretmen ders verir.”
Öğretmen, zamanı geldiğinde de hak edenlere de gerekli dersini verecektir.
Bizler cumhuriyetin, laikliğin, bağımsızlığın yılmaz bekçileri, bağnazlığın, gericiliğin düşmanı olarak her zaman Cumhuriyetin hizmetindeyiz.
Başöğretmen Atatürk’ün yolundayız.
Birlikte güçlüyüz. Birlikte başaracağız.
Öğretmen Okulundan mezun bir öğretmen olarak eğitim sistemimizin nereden nereye geldiğini ve bunun öğretmene verilen değerle paralel gittiğini gayet güzel anlatmışsınız. Ellerinize sağlık öğretmenim.