By using this site, you agree to the Privacy Policy and Terms of Use.
Accept
Samsun UmutSamsun UmutSamsun Umut
  • Köşe Yazısı
  • Özel Röportaj
  • Kitap Tanıtım
Reading: Baba Denince…
Share
Font ResizerAa
Font ResizerAa
Samsun UmutSamsun Umut
Search
  • Köşe Yazısı
  • Özel Röportaj
  • Kitap Tanıtım
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • Gizlilik Sözleşmesi
  • Kullanıcı Sözleşmesi
  • İletişim
Her Hakkı Saklıdır © 2024 Samsun Umut
Köşe Yazısı

Baba Denince…

Halil Boz
Halil Boz 06/21/2020
Share
3 Min Read
SHARE

Bu güne kadar hep “devlet baba” söylemleriyle büyüdük.

Bu da çok eski kuşaktan olduğumuzu belli ediyor.

“Baba “ diye gördüğümüz devlet;

 Yarım asırdan beri onu yönetenler tarafından ezilmiş,

Horlanmış,

Daha Fazla

Çayın Sırrı: Doğanın Yeşil Hazinesi

Böyle Gitmez

Cumhuriyet Bayramı

Dili Sivri, Kalemi Keskin Bir Şair: İsmet Top

Kolu, bacağı budanmış.

Babalık yapacak durumdan uzaklaştırılması için üzerine nasıl çullanıldığını görüyoruz.

Baba dediğimiz devletin varlıkları,

Elde avuçta ne varsa “Batan geminin malları” dercesine

Besleme evlatlar tarafından “babalar gibi satarız” denilerek haraç mezat satıldı.

Bazen de;

“Ben sizin babanızım. Ben ne dersem o olur” gibisinden uygulamaları da gördük yaşadık.

Halkına babalık yapsın diye seçilerek başa getirilenler, yeterince oy alamadıkları ili ilçe, ilçeyi de öfkelerini yenemeyerek köy durumuna çevirdiklerini de gördük.

Korona salgınında da gördük ki;

 “Devlet baba” uyduruk bir maskeyi bile dağıtımda aciz hale düşürülmüş.

Vatandaşa yardım etmesi gerekirken, SMS yoluyla her hafta yardım ister duruma getirildiğini gördük.

Baba çocukları arasında ayırım yapamaz, yapmamalı.

Adil olduğunu çocuklarına uygulamalı olarak göstermelidir.

 “Baba” adil olmak zorundadır.

Baba denince;

Öfkesini yenebilen, çocuklarının sorumluluğunu taşıyan “dağ” akla gelir.

Günümüzde farklı durumlar da akla gelebiliyor.

İskele babası, liman babası, mafya babası… Ayrıntılarını sizlere bırakıyorum.

 

Bir baba düşünün…

Almanya’ya işçi olarak çalışmaya gidecek.

“Gizli tutulması” tembihlemesi ile neredeyse herkesten

“Gelirken sana ne getirmemi istersin?

Parasını şimdi verirsen yol parası yaparım. Yol param yok.” diyerek bir “Alamancı parası” kadar para toplayıp, yola gidiyor.

Gidiş o gidiş…

İzin yok

Haber yok.

Hiç bir izi de yok

Kundakta bıraktığı çocuğu büyüyüp, gücünün yettiğince babasının borçlarını ödemeye çalışıyor.

Aradan 30 yıl geçtikten sonra sınır dışı edilirken,

Gidecek yeri olmayınca eşini ve çocuklarını hatırlayıp, yuvaya dönüyor.

Elde yok…

Avuçta yok…

Üstte yok…

Cepte yok…

Yokluğunda evinde hem analık, hem de babalık yapan eş,

“Tek damla” katkısı ile dünyaya gelen, babanın başka hiçbir katkısını görmeyen oğlu var.

Ne diyelim…

Utanma, arlanma da yok!

Bu gün, bu ekonomik şartlarda babalık;

Evladının karşısında mahçup olmaktır.

Yetişememektir,

Alamamaktır,

Sırat köprüsüdür.

Geçememektir.

Yüktür,

Günümüzde; katkısı olan bir damla suyun zaman içinde büyüyüp, gelişmesi erkeği “baba” durumuna getirse de,  hiç bir baba üzerine yüklenen sorumluluktan kaçamaz, kaçmamalıdır.

Baba güvendir

Baba emektir

Baba varsa güvendiğin dağlara kar yağmaz.

Hak edenlerin her gün babalar günüdür. Kutlu olsun!

Share This Article
Facebook Email Print
Share
Leave a Comment

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gözden Kaçmasın

Milletvekillerimiz…

08/20/2017

ACELE ARANIYOR!

09/07/2024
Emine Erdoğan

Emine Hanımı Anlamaya Dair Bir Beyin Fırtınası

07/04/2021

Oklokrasi

04/09/2020
Her Hakkı Saklıdır © 2024 Samsun Umut
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • Gizlilik Sözleşmesi
  • Kullanıcı Sözleşmesi
  • İletişim
adbanner
Welcome Back!

Sign in to your account

Username or Email Address
Password

Lost your password?