İnsan hakları, insanların tümünün evrensel ve ortak temel gereksinimlerinden kaynaklanmıştır.
İnsan yaşamının nitelikli olarak sürdürülebilmesi için vazgeçilmezlerdir.
Bu nedenle de uluslararası anlaşma ve sözleşmelerle tanımlanıp hukuksal kurallara dönüştürülmüşlerdir.
İnsan hak ve özgürlüklerine dayalı demokrasinin geçerli olduğu ülkelerde, Anayasa ve yasalarla da düzenlenerek güvenceye kavuşturulmuşlardır.
Böylece, insanların eşdeğer varlıklar olduğu gerçeği gözönüne alınmış, tüm hakların insanlara eşit kullandırılması çabaları, demokratik devletlerin temel görevlerinden sayılmıştır.
Eğitim hakkının da temel bir insan hakkı olduğu anlayışı, bizim hukuksal düzenimizde ve eğitim yaşamımızı düzenleyen anayasal ve yasal belgelerde yer bulmuştur.
Bu durum, eğitim düzeninin karar verici, kural koyucu ve uygulayıcılarına önemli görev ve sorumluluklar yüklemiştir.
Bu görev ve sorumluluk gereğince, eğitim hakkının her bireye yeterli, nitelikli ve dengeli kullandırılabilmesinin ekonomik, toplumsal, kültürel, yönetsel, bilimsel ve teknolojik koşullarının hazırlanmasına gereksinim vardır.
Ülkemizde eğitim düzeni, türlü nedenlerle bu koşullardan çok uzaktadır.
Bireyler, toplumsal kesimler, yöreler ve bölgeler arasında, eğitim hakkının kullanımında, eşitsizlik, niteliksizlik ve dengesizlik ağır boyutlardadır.
Eğitim iş kolu sendikaları, insan hak ve özgürlüklerine dayalı bir demokrasinin gereklerine aykırı olan bu duruma eğitim bilim çevrelerinin, kamu yönetiminin ve toplumun dikkatini çekmek, sorunlarını tanımlamak ve çözüm önerileri ortaya koymak anlayışıyla, konuya ilişkin bir şûra toplamalı, tartışılmasına laik, bilimsel, demokratik bir görüş oluşmasına katkıda bulunmalıdırlar.
office 2016 satın al