“Bu Toprakların Çayı Var, Çaycının Alın Teri Nerde?”

İsmail Tutoğlu
3 dakika

15 Aralık Dünya Çay Günü…
Kâğıt üstünde kutlamalar, sosyal medyada süslü mesajlar, çay bardağının içinden yükselen buharla çekilmiş romantik fotoğraflar…
Ama gerçeğe gelince?
Bu topraklarda çay üreticisinin yüzü hâlâ gülmüyor.

Karadeniz’in dik yamaçlarında, yağmurun altında, çamurun içinde emek veren üretici için bugün bir “kutlama” değil; yıllardır çözülmeyen sorunların acı bir hatırlatması.


Destek Var Diyorlar, Üretici Neden Yoksullaşıyor?

Her yıl aynı tablo…
“Rekabetçi fiyat”, “destek artışı”, “güçlü sektör” söylemleri…
Ama üretici gübreye, ilaca, işçiye ödediği parayı çıkaramıyor. Çay alım fiyatı daha açıklanır açıklanmaz enflasyon tarafından buharlaştırılıyor. Gerçek alım gücü her sene biraz daha eriyor.

Çay üreticisi bugün hesap yapmıyor, adeta matem çözmeye çalışıyor:
“Bu sezon zararım ne kadar az olur?”
Bu bile başarı sayılıyor artık.


Plansızlık Çay Bahçelerinde Filizden Çok Sorun Büyütüyor

Çay tarımı hâlâ bilime, stratejiye değil, günübirlik kararlara teslim.
– Üretim planlaması yok.
– Kota ve kontenjan uygulaması üreticiyi çaresiz bırakıyor.
– Özel sektör düşük fiyata alım yapıyor, üretici mecbur kalıyor.
– Yenilenmesi gereken çaylıkların büyük kısmı hâlâ yaşlı, verimsiz, hastalıklara açık.

Devlet “yenileme yapın” diyor ama üretici soruyor:
“Geçimimi nasıl sağlayacağım? Bu yılların boşluğunu kim dolduracak?”
Cevap yok.


İthal Çay Gölgesi Yerli Üreticinin Üstüne Çöküyor

Bir yanda “yerli üretimi destekliyoruz” söylemleri,
diğer yanda ithal çayın kapılardan sessizce içeri girişi…

Ucuz ithal çay, iç piyasayı baskılıyor.
Üretici, kendi toprağında ikinci sınıf muamelesi görüyor.
Bu nasıl milli tarım?
Bu nasıl “çay memleketi” anlayışı?


Gençler Çaylık Görünce Kaçıyor: Neden?

Çünkü genç bir üretici “çayla geçinilir” diye bir hayal kuramıyor artık.
Gelecek, alın teriyle değil, borçla, belirsizlikle, güvencesizlikle çiziliyor.
Köyler boşalıyor, çaylıklar yaşlanıyor, tarımın omurgası çatırdıyor.


Çay Sadece Bir Ürün Değil, Bir Kimlik Meselesi

Çay Karadeniz’in sesi, kokusu, kültürü.
Ama bu kültürü ayakta tutan insanların emeği görmezden geliniyor.
Kimse üreticinin evinin mutfağına, geleceğine, borcuna bakmıyor.

Bugün Dünya Çay Günü ise dönüp kendimize soralım:
Bu toprakların çayını dünyaya anlatıyoruz da…
Bu çayın gerçek sahiplerine ne anlatıyoruz?


Son Söz: Bu Buhranın Suçu Doğada Değil, Politikada

Sorun yağmurda değil, eğimde değil, Karadeniz’in coğrafyasında hiç değil.
Sorun; tarım politikasının masa başında, üreticinin sesini duymadan hazırlanmasında.
Sorun; emeğin değil, rakamların konuşulmasında.
Sorun; çayın stratejik bir ürün olduğunu hatırlamak yerine, kriz çıktığında akla gelmesinde.

15 Aralık Dünya Çay Günü…
Kutlamaya değil, yüzleşmeye ihtiyaç var.
Çünkü bu ülkenin çayı var
ama çaycının hakkı hâlâ yok.

Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın