İki gün önce İstanbul Üniversitesi coğrafya bölümünün düzenlediği kongredeydim. Mekan insan ve yaşamla ilgili bir çok önemli çalışmayı görüp değerlendirme şansım oldu. Mekana dair unsurların aslında insanla birlikte daha anlam veya anlamsızlık kazandığının sonucuna ulaşmamı sağlayan verimli bir kongre için emeği geçen herkese teşekkür ediyorum .
İstanbul demek aynı zamanda tarih mekan demekti ki Galata Kulesine çıkıp, İstiklal caddesini turlayıp, sevgili arkadaşım Pınar ile vapura binip martılara simit atarken, seçim müzikleri ve fani dünya işlerini hatırlayıp yaşama geri döndüm. Seçim işine hiç girmiyorum Kadıköy’den Moda’ya geçerken seçim müziklerini duymadan geçip, kalabalıkta kayboluyoruz. Burası İstanbul diyoruz kaybolmanın ve tarihin ve geçmişin geleceğin temsili…
O kalabalıkta insanı düşündüm doğumları ölümleri… Rüzgarın yüzüme vuran esintisi beni kendime getirdi. Aklıma güzel bir Türk Atasözü geldi ‘‘ Dünya’da mekan, Ahirette İman’’.
Aslında ahrette mekanı anlamlandırma işlemi idi. Cennet ve Cehennem ya da Araf bunlar mekan değil miydi?
Bir grup bu düşünceler sana mı düştü bu sorgulama işi diyebilir. Sadece düşünüyorum içimden düşünmekte suç değil ya kafamın içinde sorular yazmasam bilemezsiniz zaten.
Cennet, Cehennem ve Araf bunlar bence mekan… Kutsal dinlerin yaptıklarınız doğrultusunda size verdiği mekanlar. Sonrasını düşünmek beni aştı ama mekanlara anlam yüklemek beni alanıma girer sanırsam.. Bazı ortamlar hep size cehennem gibi gelmedi mi?
Burası cehennem gibi olmuş fenalık geldi, ya da cennet burası olsa gerek… İki arada bir dere kalıp kendini bir yere ait hissetmemek arafta kalmak…
Bütün bu fikirler kafamda dolanırken, aklıma gelen güzel bir hikaye ile son vereceğim yazıma. Gerçeği beşeri coğrafya dersimi alan bir çok öğrencimin bildiği bu hikaye mekanı ve insanı anlatmaya dair çok manidardır. Konuya toparlarsam hikayeden önce coğrafya kongresi, İstanbul, mekan, yer konun dışında olsa da seçim… Ve işte hikaye
Hristiyanlığı yaymak için görevli misyonerler bir gün Kutuplara Eskimoların yaşadığı yerlere giderler. Sürekli cennetten bahsederler. Cennete gitmek için yapılması gerekenler, bu gerekenlerin sonucunda Eskimolara cennette yaşayacakları yerlerden, cennetin nimetlerinden bahsedilse dahi kimse Hristiyanlık dinini seçmez. Neden diye sorulduğunda Sizin cennetinizde fok balığı yok o yüzden derler…
Seçtiğiniz ve yaşadığınız mekanların cennet gibi olmasını dilerken, sizin cennetinizde ne olmalı sordunuz mu kendinize?
Elinize, kaleminize sağlık.