1961 yılına kadar duyarlı, büyük diplomat Necdet Kent fark etmeden önce kimsenin farkına varmadığı, 10 bin kilometre uzaktaki, Myanmar o güne kadar kimsenin dikkatini çekmemişti, o günlerde Bangkok büyük elçimiz olan bu duyarlı devlet adamı, adı Burma olan Myanmarın farkına varmış, orasını Türkiye gündemine taşımıştı…
Siz bakmayın öyle Yeni Osmanlı’cılık hayalleri kuranların, dünyaya efelenmelerine, bu güne kadar kıllarını kımıldatmayan bu dini bütün (!) zevat bu güne kadar hiçbir girişim zahmetinde bulunmamışlardı… Ne zamana kadar, ta ki ABD çıkarları tıpkı Irak ve Suriye’de öne çıkıp, söz konusu olana kadar…
Ne zaman ki Çin dünya üzerinde güçlü ekonomisi ile bölgede üstünlük kurup, ABD karşısında tehlikeli boyutlara gelene kadar… O bölgede üstünlüğünü kabul ettirmek adına Arakan Müslümanlarını kışkırtıp, merkezi hükümete saldırtıp, kaos ortamı yaratmayı sağlamaya çalışana kadar…
Tıpkı Irak’ta ve Suriye’de Türkmenlere yardım ayakları ile, ABD çıkarlarına çanak tutmayı düşündükleri gibi.
Siz bakmayın öyle ekran karşısında “göz yaşı seansları” yapmalarına, siz bakmayın öyle Myanmar-Myanmar diyerek miyavlamalarına (!), işin aslı sırf ABD çıkarlarına çanak tutmak…
Yıllar sonra bu ülkeye elçilik açmak akıllarına geldi, o güne kadar Burma’da elçiliğimiz yok, Bangkok’taki elçiliğimiz yoluyla işi götürmeye çalışıyorduk… Tabii bu arada biz elçilik açtık amma, onlar ise ülkemizde elçilik açmak gereği duymadılar, zira yaptıklarımızın farkına varmış olmaları gerekti…
Bu arada duyarlı devlet adamlarımızın tespitlerine göre orada bulunan Osmanlı-Türk şehitliklerimizin -aslında çoğu bölgede var- zira İngilizler tarafından orya getirdikleri esir Türkleri belirledikleri esir kamplarına yerleştirmiş, demir yolu ve yol inşaatlarında bir köle gibi çalıştırmış, ağır çalışma koşulları ve alışık olmadıkları tropik iklim koşullarından dolayı hepsi hastalanmış, ölenler öldükleri yere gömülmüş, geride kalanları ise sadece başlarına birer taş dikebilmişlerdir…
Arap çöllerine yolladığımız evlatlarımız, haritada yerini bile bilmediğimiz Asya’nın bu ücra köşelerinde teker teker bu dünyadan göçüp gitmişlerdi..
Yeni OSMANLI olduğunu iddia eden sayın dini bütün (!) yetkililerimiz, çeşitli uyarılara rağmen Osmanlı-Türk Şehitliği konusunda kılını bile kıpırdatma gereği duymamıştır, ta ki 2012 yılına gelinceye, ABD bölgedeki çıkarlarını gözetene kadar…
ABD Çin’e karşı bölgede enerji hatlarını ele geçirmek üzere, Suudi Arabistan tarafından verilen paralar ile, Arakan Müslümanlarını kışkırtıp, ayaklanmalarını sağladı… Bu arada her ülke gibi, otoriteye karşı ayaklanan insanları yola getirmek adına gereğini yerine getiren Myanmar, Arakan Müslümanlarına karşı harekata başladı…
Diplomasi karşılıklıdır ülkeler arasında, sen elçilik açıyorsun ama, onlar senin ülkende elçilik açmayıp, “Kahire’de elçiliğim var size orası baksın” diyorlar…
Sonuçta her fırsatta gördükleri ekran karşısında, göz yaşı şovları yapanlar, dünyanın öbür ucunda yatan şehitleri için en ufak bir girişimde bulunmayıp, Arakan türküsü tutturup, yardım etmekten dem vurması ne kadar inandırıcı olur, taktiri sizlere bırakıyorum sevgili okurlar…
SÖZÜN ÖZÜ
Yıllarca Yemene türküler yaktık,
Arap çöllerinde canlar bıraktık.
Sonra bir gün geldi dikkatle baktık,
On bin kilometre öte Arakan.