Dinci- gerici- faşit-liberal-işbirlikçilerin 12 Eylül Darbesinin yarattığı iklimi de kullanarak, küreselci emperyalizmin hizmet anlayışını yansıtan ulusalcılık düşmanlığı yeniden gündeme taşınıyor.
AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’ın antiemperyalist mücadele yürüttüğünü öne süren sözde sol provakotörler ile AKP’nin dışlanmış eski dinci-gerici-işbirlikçi takımı, ülkede yaşanan yıkıcı gelişmeleri, sözde ulusalcı yönelişe bağlama alçaklığına girişmiş görünüyor.
Böylece, hem emperyal patronlarına daha işe yarar olduklarını kanıtlamak, hem de ulusalcılığı karalamak gibi bir taşla iki kuş vurmak istiyorlar.
CHP çevrelerindeki bir kesim de içinde olmak üzere, sözde sol, sosyalist çevrelerden yumuşatılmış olanlar da bu sürüklenişe kapılıyorlar.
Bu durumu doğru değerlendirmek ve tanımlamak gerekir.
Aklı başında ve namuslu solcu, sosyalist, demokrat, yurtsever, devrimci bilmelidir ki; ulusalcılığa düşmanlık, özünde antiemperyalizme, tam bağımsızlığa, ulusal egemenliğe, ulusal ve kamusal planlı ekonomik kalkınmaya, doğal ve insan kaynaklarımızın ulus yararına kullanılmasına düşmanlıktır.
İşbirlikçi tepkisidir…
Uzak durulmalıdır.