Toplumun geleceğinin harcını yoğuran, gençlere şekil veren,
Her çeşit meslekten insanın yetişmesine öncülük eden,
Bir yüksek ideal mesleğidir öğretmenlik.
Öğretmene bakanlar; iyiyi, doğruyu, hoşgörüyü, geleceği görür.
Günümüzde her işi bilen, her işi yapan, ayaklı kütüphane olmak yerine;
Bilgi kaynaklarına yönlendiren kişidir, kılavuzdur öğretmen.
Hayatının her aşmasını planlamalı, yarını bir gün önceden zihnen yaşamalı, hayal edebilmelidir öğretmen.
Bunun için de, öğretmen doğrunun rehberi olduğu kadar, sabrın da zirvesinde olmalı.
Etrafına ışık saçacak kadar da bilgi sahibi olmalı.
Yeri doldurulmaz sorumluluğa sahip insan olmalı öğretmen.
Hiçbir meslek, tanrı mesleği denilen öğretmenlik kadar manevi bir güç ve şerefe sahip olmadı.
Öğretmenlik, insanlık tarihinin en önemli ve sürgit devam edecek bir mesleğidir.
Öğretmenlerimize, yerine getirdikleri bu şerefli görevleri dolayısıyla hak ettikleri değer verildiği ölçüde,
Bulundukları toplumların hayatına olumlu yansımış, medeniyetin zirvesine çıkmıştır.
Öğretmen, hem kendisini, hem de öğrencisini kontrol edebilmeli. Öğretmenin hata ve ihmalinin telafisi zor olur. Kendi eksikliğini gören ve onu tamamlayan bir öğretmen, başarı yolunda ilerler. Başarılı olmak ise öğretmen için bir yaşam biçimidir.
Baş döndürücü bir gelişimin çağında, uzay çağında yaşıyoruz.
Bunun için öğretmenler de kendilerini yenilemeli, gelişmeleri yakından takip etmeli.
Devlet de geleceğimizi inşa edecek, çocuklarımızı yetiştirecek öğretmenleri çağın gerekleriyle donatmalıdır.
İlk emri “OKU” olan kitabımızdan ,
“İlim Çin’de de de olsa gidin alın” ,
“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” sözlerinden,
“vekil maaşları öğretmen maaşlarından fazla olmasın” direktifinden sonra,
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün
” Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştireceksiniz “
sözüyle öğretmenlerimiz el üstünde tutuldu.
Çok değerli, şerefli ve ideal bir meslek olmakla birlikte;
Öğretmenler, mesleğini yaparken kafasında geçim sıkıntısı,
sürgün, gelecek kaygısı gibi sorunlar olmadan çalışabilmelidir.
Mum gibi eriyip, etrafını aydınlatmayı düşünme yerine;
“Nasıl geçinebilirim? “diye düşünerek kendini bir mum gibi eritmemelidir.
sürgünler,
geçim sıkıntısı,
baskılar ve de adalet gerektiren hiçbir kurala uyulmadan, “benden ise yeterlidir” denilerek ataması yapılan beceriksiz yöneticiler nedeniyle
“Hemen her gün “ suçlu olarak gösterildikleri konumdadır öğretmen.
Bütün bunları yaparken de hep kendinden bir şeyler veren öğretmenlerimiz sadece 24 Kasımda bir gün olarak hatırlanmamalıdır.
Siyasilerin zaman zaman bol keseden attıkları palavralarla avutulmaya çalışılmaktadır öğretmenler.
.Bunlardan bir tanesi de “ 3600 ek gösterge verilecek “avutmasıdır.24 Haziran seçimlerinden önce “ verildiği “açıklandığı halde seçimden sonra da boş bir vaat olduğunu hepimiz gördük. Verilen tek şey vaat. Geçim sıkıntısına talim etmekten başka, öğretmene verilen bir şey yok.
Bugün geldiğimiz nokta da hepimizin gözü önündedir.
Öğretmenlerin yetiştirdiği yöneticiler,
Sadece bugünü değil; yarını da düşünürse ülkemizin geleceği çok daha iyi olacaktır.
***
Tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlar, yaşayan ve yaşama uğraşında olan tüm öğretmenlerimize yaşamları boyunca başarı, sağlık ve mutluluklar dilerim.