Ateşle Oynamayın Beyler!

Okuma Süresi: 2 dk.

31 martta yapılacak seçimlerde başarı sağlamak adına, etnik milliyetçilik üzerinden politika yapıp bir arada kardeşçe yaşamaya çabalayan halkları ajite ediyor siyasiler, Ateşle oynamayın beyler..!

Faşizm yüksek dağlardan yuvarlanan kar topu gibidir her metrede geometrik olarak büyür ve öyle bir an gelir ki artık önüne ne gelirse siler süpürür kontrol edilemeyen bir çığ felaketine dönüşür.

Yerli ve milli (!) faşistler de beyin dumura uğradığından öngörü yapamıyorlar,şimdi Suriyeli mültecilere vatandaşlık hakkı verileceği söylenerek hem siyasal gündemin ateşi harlanıyor hem de Türk milliyetçiliğinin sinir uçları ajite ediliyor, Eğer şu saatten sonra yoğunlaşan şöven-faşist tepkiler ve eylemler sonrasında bu girişimden geri adım atılırsa bu Türk faşistleri için kazanılmış ve hak edilmiş bir zafer olarak değerlendirilecektir, Bunun bir adım sonrası yaygınlaşan Kürt ulusal hareketlerine tepki olarak metropoller de ve Kürt nüfusun yoğun olduğu batı kentlerindeki varoşlarda başlatılacak olan -cadı avı-Kürtlere yönelik saldırılar olacaktır.

Türk derin devletinin kirli arşivlerinde 12 eylül ihtilali öncesi pratiğinde Alevilere yönelik Maraş, Sivas, Çorum katliamlarının acı,kan ve gözyaşı dolu deneyimleri bulunmaktadır. Faşizmi bir siyaset argümanı olarak kullanmaya başlamışsanız bunun sonu yoktur…!

Arap düşmanlığı bir müddet sonra Kürt düşmanlığına akabinde Çerkes düşmanlığına, Çingen düşmanlığına …derken “Türkiye Türklerindir, “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur,” “Bir Türk Cihana bedeldir ” naraları eşliğinde yeni bir NASYONAL fırtına yaratmış olursunuz ki bu fırtına bu enlemlerde Nazi Almanya’sını mum ile aratır.

-Reklam-

Gelin yol yakın iken “Yurtta barış Dünyada barış” şiarı etrafında kucaklaşıp Anadolu coğrafyası altında kardeşçe,dostça yaşamayı öğrenelim. Yakın geçmişte Anadolu’nun kadim halklarını bir şekilde “periktirdik” yerinden yurdundan ettik …! ne Ermeni kaldı,ne Rum,ne Zerdüşt kaldı ne Süryani Şimdi sıra Araplarda ardından Kürtler sonrasında Çerkesler…

“Gam değil amma bu mülkün böyle elden gitmesi Gitgide zulmetmeye elde ahâli kalmıyor.” demiş şair. Şairler uygarlık tarihinin müneccimleridir, bundandır her dönemde egemen sınıflar şairleri doğal düşman ilan etmeleri.

Nesimi kimdir? Pir Sultan kim? Nazım nerededir? Eşref nereli? Ben bir coğrafya bilimcisiyim dostlarım Anadolu coğrafyası üzerinde akademik eğitim yaptım , Ön Asya coğrafyasını evim gibi bilirim,bu coğrafya Türklere de yeter, Kürtlere de, Araplara da,Çerkeslere de.

Yeter ki; birlikte yaşayabilme erdemini öğrenelim. Bu yazdıklarımdan Evinden barkından göç ettirilmiş Suriyeli mültecilerin Türk yurttaşlığına alınmalarını onayladığım anlaşılmasın, “Bülbülü altın kafese koymuşlar ahhhh vatanım demiş”.

Suriyeli çöl bülbüllerine sorulmuş mudur Türk vatandaşlığını isteyip istemedikleri, Şizofren narsistimiz, bir lütüf ihsan eder gibi hazine-i hassadan nüfus cüzdanı dağıtıyor Suriye de ve Irak ta barış tesis edildiği günün akşamında sokaklardan çöp toplar gibi toplarsınız Araplara ihsan edilmiş vesikaları,Arap milleti Osmanlı gibi bir cihan imparatorluğu(!) tabiyetini bile kâle almamıştır

-Reklam-

Kim takar Türk hüviyetini…

Yanıtla

Your email address will not be published.

Follow Us