İSTİKAMET …
(Bu maaşla bir yere de gidilmezki…)
Yıllardan beri halk olarak hep huzur içinde yaşayalım diye sabrettik,
Yutkunduk durduk.
Aklımızda bir soru…
Bu soru beynimizi kurcalayıp duruyor.
Beynimiz devamlı bu soruyla meşgul.
Huzur neden bize hep uzak…
Neden bizim mahalleye uğramıyor?
Huzur bize de uğrasın,
Bizimle de vakit geçirsin diye de yapmadığımız şaklabanlık kalmadı.
Ama görünen o ki…
Yaptığımız şaklabanlık bir işe yaramıyor.
Biz ne kadar huzur istesek de,
O bizden hep kaçar oldu.
Buna bizler vatandaş olarak, bir mahalle sakini olarak bir türlü anlam veremiyoruz.
Huzur Neden bizden kaçar oldu?
Onun kaçmaması için elimizden gelen uysallığı,
Sessizliği ,
Hatta koyun gibi uysallığı da kabul edip sustuk,
Sindik.
Sesimizi çıkarmadık.
Huzurumuzun bizden beklediğini bir türlü ya biz anlayamadık.
Ya da o bizden ne istediğini,
Ne beklediğini unuttu.
Ama bilsin ki bizdeki sessizlik de,
Sakinlik de,
Sabır da son noktasına geldi.
Mahalleli olarak artık ya yeni bir yol bulacağız.
Ya da yeni bir yol bulacağız.
Bizim artık bu kadar uysallığımız,
Koyun gibi sessizliğimiz,
Hep bizi perişan ediyor.
Bu perişanlıktan bir çıkış yolu bulmalıyız.
Millet olarak artık huzura hasretliğimiz bitsin artık.
Ey huzur neredeysen çık, gel artık.
Bu kadar ayrılık, bu kadar özlem yeter.
Bizi çok ama çok beklettin.
Yeter !