2019 süreci başladı. Tek adam milli irade diye diye istediğini görevden alacağı, yargılatacağı tehditi ile istifaya zorluyor.
İstifa tek taraflı bir irade olması gerekirken bir tehdite “boyun eğme” olarak karşımıza çıkıyor.
AKP papucun pahalı olduğunu gördüğünden kadrolarına makyaj yaparak yenilenmiş ve herkes yanlış tek RTE, tek adam doğru algısı yaratarak seçimleri kazanmak istiyor.
Bence kazanması zor hem de çok zor.
AKP geldiği günden beri en güçsüz zamanını yaşıyor.
Daha önceleri gönüllü olarak katkı sunulurken şimdi OHAL sopası ve FETÖcü damgası ile insanlar zorlanıyor.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ.Melih “Başarısız olduğumu düşündüğüm için değil, yorgun olduğum ve ya başka bir kaygı nedeniyle değil Recep Tayyip Erdoğan’ın talebi üzerine istifa ediyorum” diyor.
Cumhuriyet Savcıları bu açıklama üzerine harekete geçmeli ve gereğini yapmalıdır ama nerde öyle savcı.
Tek umut CHP
Peki muhalefet ne yapmalı nasıl yapmalı
CHP de delege seçimleri yapıldı.
Samsun örneğinden hareketle eski tas eski hamam heyecan yaratılamadı.
Süreç doğru değerlendirilemedi.
Zaman geçti mi hayır.
Yeni döneme yeni bir söylem ve anlayışla hazırlanmak gerekli.
CHP de il ya da ilçe başkanlığına aday olanlara ve olacaklara büyük sorumluluk düşüyor.
Seçim sistemi değişti artık % 50.1 almak gerekli.
Toplumun tüm kesimleriyle ittifak edilmesi hayır bloğunun güçlendirilmesi gerekli.
Buna kimse itiraz etmiyor.
Parti içinde blok liste dayatması ile iktidar olmak isteyen anlayış nasıl geniş kitlelerle bütünleşecek.
“Çarşaf Liste” partinin tüm dinamiklerinin güçleri oranında yönetimler de yer almasını sağlayacak, en azından çok itiraz edilen kişilerin yerlerine taban tarafından sevilen, üretken kişiler monte edilebilecektir.
Delege seçimleri sürecinde hak, hukuk, adalet yürüyüşü ile alanlarda olan partinin uygulamaları da buna uygun olmalıydı.
Cinsiyet kotasına uyulması gerekiyordu. “Biz uymadık seçimi kazandık itiraz edemezsiniz çünkü sizde kotaya uymadınız” anlayışı hukukçu başkanın olduğu ilde yaşanmamalıydı.
Delege seçimleri şeffaf ve hukuka uygun yapılmalıydı. İlçede yapılan seçimde hukuksuzluk(!) yapılıyor. İlçe müdahale yapıyor ve seçimi iptal ediyor. Harika ve doğru bir karar kutluyorum. Başka bir tarihte yenileniyor seçim ve olması gereken oluyor. Kutluyorum.
Ama küçük bir sorum var. Delege seçimini iptal edecek kadar hukuksuzluk (!) olan seçimde hukuksuzluğu yapan kim ? Hakkında bir işlem yaptınız mı?
Sorunları halının altına süpürerek çözemezsiniz. Çürümüş armudu kasanın arkasına koyarsanız zamanla kasada ki tüm armutları çürütür.
Çürük armudu bulmak ve çöpe atmak gerekir.
Yönetici olmak böyle bir şeydir. Hak hukuk adalet sözde değil özde olmak gerekir.
Bugün 29 Ekim Cumhuriyet bayramı idi. Herkesin bayramını bu vesile ile bir kez daha kutluyorum.
Demokratik kitle örgütleri 28 inde CHP 29 unda çelenk sundu.
29 Ekimin geleceği geçen yıldan belli. Bir araya gelip eşgüdüm içinde kutlanamaz mıydı.
“Ego”ların savaşı böyle bir şey.
Herkes kendi açısından haklı olduğunu iddia ediyor.
Sonuçları itibarıyla haksızlar.
Çünkü bir siyasi parti oy tabanı olan demokratik kitle örgütleriyle birlikte olmalıdır.
Çünkü demokratik kitle örgütü sorunları ortaya koyar ama çözüm siyasettedir.
Çünkü ben ikisine de üyeyim ve üyesi olduğum parti ile üyesi olduğum dernek çelenk sunmada bile bir araya gelemiyor.
İkisi de beni kendisinden sayıyor ve benim üzerimden güç gösterisi yapıyor. Benim ne istediğime dikkat eden yok.
“kabadayılık” yapanlar anıta yönetim kurullarının tamamını, üyelerinin %10 unu bile getiremiyor ama “kabadayılık” yapmaya devam ediyorlar. Küçük olsun benim olsun dostlar alışverişte görsün.
Bayram da bile bir araya gelemeyenler ne zaman bir araya gelecekler.
Halktan kaçarak parti bürolarında siyaset yapılamaz.
Demokratik kitle örgütleri ile inatlaşarak olmaz. Siyasi partiye efelenerekte olmaz.
Siz efelenirseniz “halk”ta “üye” de yanınızda olmaz.
CHP kitleleri yanına almayı becerebilmelidir.
Halkın içinde halkla birlikte olabilmelidir.
Bunu başarabilen partiler başarılı olacaktır.
İç hukunu tavizsiz uygulayacak, halkı kucaklayacak, demokratik kitle örgütleri ve sendikalar ile eşgüdüm içinde çalışacak kadrolar yönetimlere taşınmalıdır.
Kısacası CHP işini iyi yapmalı iş üzerinden siyaset yapmalıdır.
Umudumuzu köreltmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.
CHP umut olmalı umudumuz olmalıdır.
Mustafa Kemalin kurtuluş savaşını başlattığı yerden, yeniden umudu büyütecek bir anlayış vücut bulmalıdır.
Bu kadrolar vardır. Bu bilgi ve birikim vardır. Bu umut vardır.
Bu heyecan yaratılmalı herkes el ele vermelidir.
Bunun ilk adımı “çarşaf liste” ikinci adımı işe göre “kadro”dur
Üçüncü adımı “sokak” ve halkla birlikte “mücadele”dir.
Dördüncü ve en önemlisi “çalışmak”tır
Bilerek ve isteyerek “çalışmak”
“Çalışan” ve “”çalıştıran” kadrolar umut yaratır.
Umut varsa her şey kolaydır.
Umudunuz daim olsun.