24 Haziran yeni bir başlangıç, yeni bir heyecan…
Tamam kardeş bu sefer tamam.
16 Nisan şaibeli referandum sonucunun görece galipleri, ekonomi bozulmuş, diş politikada dibe vurmuşken, daha da batmadan baskın seçimle sonuç alma yoluna girdiler.
Bahçeli “İYİ” partinin seçime girmesinin “iyi” olmayacağını düşünerek erken seçim dedi.
Tayyip muhalefeti hazırlıksız yakalamak için erkeninde erkenine çekti.
24 Haziran süreci başladı. Bu güne kadar hep oyun kurucu kendileriydi. Bu sefer de öyle olacaktı.
Hesap etmedikleri bir şey vardı. CHP uzun yıllar sonra ilk defa oyun kuruculuğa soyunmuştu. İktidar olmak istiyordu ve bunun gereğini yapıyordu.
16 Nisan da “Hayır” Cephesi kendiliğinden oluşmuştu.
Bu beş benzemezi bir arada tutmak ancak “güçlendirilmiş parlamenter sisteme geri dönme” umudu ile olabilirdi.
Ülkede “adalet” bitkisel hayata girmiş tek adamın gölgesinde çay topluyordu.
“Hak, Hukuk, Adalet” yürüyüşü ile Kemal Kılıçdaroğlu “Hayır bloğunun” doğal lideri konumuna geldi.
Oyun kurucuydu artık.
Oyunu kurabilmek için önce karşı tarafın oyununu bozmak ve onu ofsayta düşürmek gerekiyordu.
Hakkında “Sivas katliamı” ile ilgili iddia olan Temel Karamollaoğlu ile “alevi” bir genel başkan olarak görüşmesi herkesi “şaşırtmıştı”
İYİ partiye 15 milletvekili göndermesi ile “oyunu” bozmuş, psikolojik üstünlüğü ele geçirmiş ve oyun kurucu olmuştu.
“Cumhur İttifakı”nı kuranlar karşılarında “Millet İttifakı”nın kurulabileceğine inanamıyorlardı.
HDP ile ittifaka zorlayarak her halükarda kazanacaklarını düşünüyorlardı.
“Sıfır baraj” hamlesi ile “Millet İttifakı” kuruldu.
Eş zamanlı olarak herkesin kendi adayını çıkarması kararı alındı.
Böylece beş benzemez arasındaki farklılıkların kaşınması önlendiği gibi seçime katılanların %51’i diyerek avantaj elde etmeye çalışanların hamlesini boşa düşürdü.
Herkes sandığa gidecek kendi adayına oy verecek böylece katılım yüksek olacak bir adayın tek başına birinci turda seçilmesinin önüne geçilmiş olacaktı.
CHP kazanmak istiyordu.
Adayların 100 bin imza toplamasına imza desteği vererek kazanma isteğinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyordu.
Bir yandan kendi adayını gizliyor. Muharrem İNCE’yi ise sürekli gündemde tutuyordu.
Rakiplerin kafası karışıyor. “Partideki rakibini” Cumhurbaşkanı yapmaz diye düşünüyorlardı.
Oysa Muharrem İNCE’yi aday yaparak parti tabanını birleştiriyor, Topluma demokratlık mesajı veriyor. “Ben“ diyene karşı “Biz” diyor diktatörlük heveslilerin heveslerini kursaklarında bırakıyordu.
Rakibinin “kızacağım” bir aday beklerken “şaşırdığım bir aday” diyecek kadar şakülünü bozuyordu.
HDP ile ittifak yapmayarak olası eleştirileri boşa çıkarıyor “akp+mhp+bbp” nin milliyetçi saldırısından CHP,İYİ Parti ve Saadet Partisini koruyordu.
HDP’ye alan açıyor. Sol, sosyalist, demokratlarla “Türkiye Partisi” olma, Kürt ırkçılığından uzaklaşma ve ABD-PKK- Öcalan güdümünden kurtulma şansı veriyordu.
Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’ye “TAMAM” diyor. “SIKILDIK” diyordu.
25 Haziran da yaşanılabilir daha güzel bir Türkiye’ye uyanacağımız umudunu yaratıyordu.
Kısacası Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP oyun kuruyor ve gereğini yapıyor.
Biz de bu sefer olacak “TAMAM” diyoruz.