İktidara geldikten sonra etrafına akrabaları toplamak manasında kullanılan sosyolojik terimdir.. Türkiye’nin son dönemlerinde çok sıkça gözlenmiştir..
Eğitim durumları ve yapacakları işin gerektirdiği niteliklere sahip olup olmadıklarına bakılmaksızın yöneticilerin eş, dost, akraba ve yakınlarının devlet işine alınmalarının, yaygın olarak ve meşru görülerek yapıldığı yönetim şekli
Tanıdık kişilere avantaj sağlama, öncelik tanıma, kamu imkânlarından yararlandırma politikası.
Adam(!), damadını hazineden ve maliyeden sorumlu bakan yapıyor, Balık baştan kokarmış, baş bunu yapınca kıç bokunu çıkartıyor tabii ki.!
**
Müftü, kızını yardımcısı yapıyor,
Dekan, oğlunu öğretim görevlisi,
Büyükelçi, anadilini dahi zor konuşan karısını elçilik ateşesi…
Belediye başkanı, kardeşini daire bakanı…
Apartman yöneticisi de bacanağını kapıcı olarak tayin ediyor..
*
İtalyan lisanında buna NEPOTİZM deniyor ama bu caf-caflı sosyolojik terim ahali üzerinde yeterli bir tepki oluşturmuyor Türkçe haykırmak gerek,
Efendilerr…!
Yazık oluyor memlekete…
Liyakat sahibi olmayan embesil hısım akrabaları devlet kademesine memur tayin ederek belki onların nemalanmasını sağlıyorsunuz,ama bu yaptığınız düpedüz vatana,millete fakire fukaraya,yetime gurebaya ihanettir.
Kutsal kitabımızı okuyun,
İşlerin, emanetlerin ehline verilmesini emreden âyetin meali şöyledir:
“Ey iman edenler! İnsanlar arasında adâlet edin ve emaneti, işi ehline (uzmanına, lâyık olana) verin.”NİSA SURESİ.
Bugünkü iktidar ise işleri, ehil olmayanlara, yandaşlara ve yakınlara vermektedir. Memleketi, istişare ile değil, istibdat ile yönetmektedir. Halbuki, “Veşavirhum fil-emri / Ve işlerde onlarla istişare et” AL-İ İMRAN SURESİ
Mealini verdiğimiz bu âyetlere göre istişare bir emir, bir farzdı.
Hani siz müslüman ve dahi ehl-i sünnetsiniz ya,bilin istedim.