Sistem Çökmüş Tuz Kokmuş

Okuma Süresi: 3 dk.

Kızım Ankara’da özel bir okulda ücretli öğretmen olarak, kız kardeşim Samsun’da devlet okulunda kadrolu öğretmen olarak çalışıyor. Kızım etütte birebir öğrenciyle temas halinde, ödevlerine yardımcı olmakta; kız kardeşim de engelli öğrencilerin yaşama tutunmalarına, önlerindeki engelleri kaldırmaya -en azından engellerini hafifletmeye- çalışıyor. Saygın bir görev yapıyorlar. Salgın günlerinde kendi sağlıklarını da riske atarak, engelli öğrencilerin eğitimde görev yapıyorlar.

Cuma günü kızım hafif bir burun tıkanıklığı yaşıyor, benim gibi o da sürekli grip-nezle olan birisi olduğu için sıradan, normal bir durum. Ancak pazartesi okula gideceğim, virüs varsa çocuklara bulaştırmayayım diyerek test yaptırmaya gidiyor. Biraz da torpil kullanarak test yaptırıyor. Testi pozitif çıkıyor. Eşiyle birlikte evde karantina altına alınıp, tedavilerine başlanıyor.

Kız kardeşim el sanatları branş öğretmenidir. Kendisi özel eğitim okulunda derslere giriyor. Öğrencilerinden birinin koronavirüs testinin pozitif çıktığı okul idaresine bildiriliyor. Okul idaresi ne yapacağını bilemediği için İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Sağlık Müdürlüğüne bağlı filyasyon ekibiyle görüşüyor.

Sonuç olarak “Çocuğu eve gönderin, karantinaya girsin. Diğer öğrenci ve öğretmenler devam edecek” deniyor. Okul idaresi ise “Biz garanti olsun diye sınıf öğretmenleri ve serviste bulunan öğrencilerin öğretmenlerine bilgi verdik, ailelerini aramalarını ve bir süre okula gelmemelerini söyledik” cevabını veriyor. Buraya kadar her şey normal. Zurnanın zırt dediği yer bundan sonrası.

Sağlık Müdürlüğü ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri panik olunmaması için bu durumun çok fazla yayılmasını istemiyor. Okul yönetimi de sadece sınıf öğretmenlerine bilgi veriyor. Söz konusu öğrencilerle okulda yalnızca sınıf öğretmenleri etkileşime girmiyor. O öğrencilerin dersine branş öğretmenleri de giriyor. Ve engelli öğrenciler olduğu için mesafe korunmuyor. Korunamıyor. Yakın temas var. Nöbetçi öğretmenler var, onları aileleri var.

-Reklam-

Kız kardeşim nöbetçi öğretmen olarak, koronavirüs testi pozitif çıkan öğrencinin dersine girmemesine rağmen söz konusu öğrenciyle temasta bulunuyor. Bir öğretmen olarak bilgilendirilmiyor. Sadece kız kardeşim değil, okulda görev yapan diğer öğretmenlerden bazılarına da bilgi verilmiyor. Bu ayrım nedeni makul ve mantık çevresinde bakıldığında şüphe uyandırmaktadır.

Bazı öğretmenlerin bilgilendirildiği durumu öğrenilince okul müdürünün özrü kabahatinden büyük oluyor. “Bazı arkadaşlar bilgi verilmediği için tepki gösterdi, sizleri anlıyorum ve hak veriyorum ancak bizden istenileni yaptık. Panik olmaması için üst makamların isteklerine uygun okulda yakın temasta olabileceğini düşündüklerimizi bilgilendirdik.”

Müdür bey sizin göreviniz “sizden istenilenleri yapmak değil” görevinizi layıkıyla, gerektiği gibi yapmak, öğrencilerin ve öğretmenlerin sağlık bir şekilde görev yapmalarını sağlamak. Bu kararınızla öğretmen ve öğrencilerin yanı sıra onların ailelerini de risk altına soktunuz.

Annem 92 yaşında ve kronik rahatsızlıkları var. Kız kardeşimle aynı evde yaşıyorlar. Siz virüsün hızla yayılmasına, sağlık emekçilerinin işinin zorlaşmasına neden oldunuz. Gereğini değil, istenileni yapan güvenilmez idareci, üst makamlara kendini beğendirme çabasındaki müdür noktasına geldiniz. Bunu anlatan tek kelimeyi telaffuz etmek istemesem de “yalaka” durumuna düştünüz.

Eski bir sendika yöneticisi olmanız hasebiyle bence istifa edin. Bu işi yapamıyorsunuz ya da yaptırmıyorlar. Koltuk sevdasına 3.5 saat ek ders için yanlış uygulamaların uygulayıcısı olmak size yakışmaz.

-Reklam-

Bu olay iktidarın olaya bakış açısını da göstermesi bakımından önemli bir göstergedir: Ölen ölsün kalan sağlar bizimdir!

Gerçek rakamları açıklamayan bakan ile panik olmasın gerekçesiyle öğretmenini bilgilendirmeyen idareci aynı zihniyetin tezahürüdür. Halkına güvenmeyip 3 bin koruma ile gezen yönetici ile öğretmenlerine güvenmeyen müdür arasında pek bir fark yok.

Sonuç olarak sistem çökmüş, tuz kokmuştur. Bir an önce bu zihniyetten ve bu yanlış zihniyetin destekçisi idarecilerden kurtulmak gerekir.

Yanıtla

Your email address will not be published.

Follow Us