Mecbur Muyuz?

Okuma Süresi: 3 dk.

Televizyonun karşısına geçip, elimde yerli ve milli nefis bir Rize çayı, keyifle yudumlayarak ülkemde olup bitenleri izlemek istiyorum.

Hani zaping özgürlüğüm var ya, istediğim kanalı izleme gibi demokratik bir hakkım var ve sonuna kadar kullanayım istiyorum bu hakkımı. Ama daha çayımdan bir yudum almadan ekranı kapatmak zorunda kalıyorum. Denilebilir ki bu da bir özgürlük, beğenmiyorsan izleme kardeşim. Ancak, bu ülkenin sade bir vatandaşı olarak haber dinleme, olup bitenleri TV kanallarından öğrenme gibi bir hakkım olduğunu düşünüyorum, hele ki her ay elektrik vb. faturalarımda TRT payı olarak peşin vergisini ödediğim kanallarda bana, ülke menfaatine dair bir şeyler olsun istiyorum. Çok şey mi istiyorum…

Hangi kanalı açarsam açayım konuşulan, anlatılan konular; rahip Brunson, ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun ülkemize gelişi, akıbeti belli olmayan Suudi Arabistanlı gazeteci olduğu ifade edilen Kaşıkçı, futbolcu diye ortalıkta dolaşan ve cebinde milyon liralarla gezen Arda diye adamın biri, Suriyeli göçmenler ve en son bir partinin bastıra bastıra savunduğu İDAM ile ilgili abuk sabuk bir yığın program ve haber!!!

Peki ben neyi arıyorum da bulamıyorum.

Çocuğuna pantolon alamadığı için intihar eden babanın, yurtlarda diri diri yanan küçücük çocukların, maaşı yetiştiremediği için iki-üç işte çalışmak zorunda kalan işçi ve memurun, evinde doğalgaz bağlantısı olmasına rağmen odun, kömür peşinde koşarak kışı nasıl geçireceğini kara kara düşünen Memet amcanın, nezaket teyzenin, çocuğu üniversite kazanıp gurbete gönderen ve yurt aramaktan telef olan ve ne idiği belirsizlere çocuğunu emanet edip arkasından kara kara düşünen ana-babanın, aylarca emek verip elde ettiği ürünü zararına satan/satamayan çiftçi, besicinin, şeker pancarını teslim edecek fabrika bulamayan pancar üreticisinin, elektrik, su, doğalgaz, benzin, mazot zamlarını, döviz yükselişinden zarar eden ve işçi çıkarmak zorunda kalan şirket sahiplerini, kredi borcu, kart borcu, bakkal borcu her geçen gün katlanarak artan ülkem insanlarını, artan işsizlik ve enflasyon oranlarını, hiç dokunulmayanlar varken baklavacı-fırıncı-çaycı-memur gibi itiraz davası açma hakları elinden alınan, görevlerinden uzaklaştırılan, hapislere atılan FETÖ terör örgütü mağduru binlerce insanımızı, Kıbrıs’ta ve Ege adalarımızda yaşananları, Suriye’de ve ülkemizin çeşitli bölgelerinde cansiperane vatanı ve milleti korumak için çarpışan, nöbet tutan Mehmetçiği, ABD denen dünya düşmanı bir ülkenin Fırat’ın doğusunda kurmaya çalıştığı yeni bir devletin engellenmesi için canlarını ortaya koyanları, şehitleri, gazileri ve daha sayabileceğim pek çok konu da kim ne yapıyor, nasıl çözüm üretiyor öğrenmek istiyorum ama olmuyor…

-Reklam-

Yersen… Ya bu haberleri izlersin, olmadı saatler süren diziler, o da olmadı garip yarışma programları artık seç seçebilirsen, sana vatandaş olarak sunulan bunlar yerse…

Üzülüyorum arkadaş elimde değil. Bu milletin-memleketin ekmeğiyle, havasıyla, suyuyla yetişmiş, bu kutsal topraklarda büyümüş bir insan olarak üzülüyorum.

1984’te ilk şehitlerimizi verdiğimiz ve 34 senedir devam eden PKK hainleri ile mücadelemiz ortadayken ve 34 senedir idamı çıkaramamışken, şimdi idam isteriz diye ortalıkta dolaşıyorsun. Neyin peşindesiniz arkadaş. Verdiğimiz binlerce şehit için 34 senede çıkaramadığınız idamı çıkarabileceğinize gerçekten inanıyor musunuz… Yoksa her zaman olduğu gibi bazı çıkarlarınız için tribünlere mi oynuyorsunuz… Çıkmasını cani gönülden isteyen birisi olarak yapılanlardan dolayı yazık çok yazık… Adama sormazlar mı kardeşim 34 sene niye, neyi, kimi bekledin diye…

Şimdi soruyorum size;

Rahip mi papaz mı casus mu bilmem ama Brunson denen adam salıverilmeseydi ya da salıverilmesinin karşılığı olarak masum yere ABD’de yatan Halk Bankası Genel Md.Yrd. Sayın Hakan Atilla salıverilseydi (ki bu en doğrusu olurdu),
Suudi gazetecinin akıbeti belli olsaydı,
Arda Turan o haltları yemeseydi ya da yediği haltlardan dolayı hapse atılsaydı,
İdam kararı yasalaşıp yürürlüğe girseydi, birilerini sallandırsaydık meydanlarda,
Yukarıda bir kısmını belirttiğim ülkem ve milletimin hangi yarasına merhem hangi derdine derman olurdu…
Eğer cevabınız hiç birisine ise biz TV ekranlarında neyi izlemeye, gazetelerde neyi okumaya mecbur bırakılıyoruz arkadaş…

-Reklam-

Yanıtla

Your email address will not be published.

Follow Us